top of page

 

 

 

                                           

                                                   Adam Weishaupt İlluminati topluluğunun kurucusu.

          İlluminati, çoğul bir sözcük olup tekili (Latince: illuminatus, Türkçe: aydınlanmışlar) tarihteki adıyla «Bavyeralı İlluminati», batıl inancaön yargıya, dinin sosyal hayat üzerindeki etkisine, iktidarın kötüye kullanımına karşı Aydınlanma Çağı döneminde 1 Mayıs 1776'da kurulmuş bir topluluk olup modern illuminati; zihin kontrolü uygulayarak, hükümetleri ve kuruluşları ele geçirerek Yeni Dünya Düzeni'ni sağlamak amacıyla hareket ettiği iddia edilen, monarşileri yıkmayı, dini inançları yok etmeyi, ulus devletleri ve vatanseverliği sonlandırarak sosyal düzeni altüst etmeyi planladığı öne sürülen; ancak faaliyeti ve varlığı kanıtlanamamış bir yapılanmadır. Bazı komplo teorisyenleri, İlluminati üyelerini ışığın insanları ya da aydınlanmışlar olarak addetmektedirlerdir.

İlluminati nedir sorusuna pek çok farklı şekilde cevap verilse de bu sözcüğün Latince illuminatus sözcüğünden geldiği ve aydınlanmışlar-aydınlanmış olanlar kelimesini ifade ettiği hususunda herkesin hemfikir olduğu açık bir gerçek. Yani illuminati hakkındaki şüphe götürmez gerçekliklerden bir tanesi, hatta belki de yegane olanı sözcüğün kökeni ve kelime anlamı! Çünkü illuminati nedir sorusunun diğer cevapları farklı biçimlerde yorumlanmakta ve kişilerin inanışlarına göre değişkenlik göstermektedir.

Ancak bu soruya kısaca verilebilecek ortak bir cevap tabii ki vardır. O da illuminatinin batıl inançlara, ön yargılara ve dinin sosyal hayat üzerindeki etkilerine karşı kurulmuş bir topluluk olarak ortaya çıktığıdır. Ve bu topluluk yıllar öncesinde amacından sapmış, yaptıkları uzun vadeli planlarla dünya düzenini bozmak ve kendi kurallarını uygulamak isteyen gizli bir örgüt haline dönüşmüştür. Hareket 1 Mayıs 1776 yılında Ingolstad'ta (Yukarı Bavyera), Ingolstadt Üniversitesi kilise hukuku profesörlerinden biri olan filozof Adam Weishaupt tarafından beş kişiyle kuruldu. Aydınlanma Çağı'nın bir kolu olarak özgür düşünceyi temel edinmiş üyelerden oluşan topluluk masonluğu model aldı. İlluminati üyeleri gizli bir yemin ettiler ve üstlerine itaat edeceklerine dair ant içtiler. Üyeler her biri farklı derecelere sahip olmak üzere üç ana sınıfa ayrıldı ve pek çok İlluminati grubu var olan Masonik loca üyeliklerini iptal etti. Weishaupt başlangıçta topluluğun isminin "Perfectibilists (Mükemmelleştiriciler)" olmasını planladı. Grup ayrıca «Baveryanİlluminati» diye de adlandırıldı ve ideolojisine "İlluminizm" dendi. Brunswick dükü Ferdinand ve diplomat Franz XavervonZwack gibi pek çok önemli isim, entelektüel ve politikacı kendilerini grup üyesi saydı. Topluluğun pek çok Avrupa ülkesinde şubesi açıldı ve on yıl içerisinde 2000'e yakın üyesi oldu. Topluluk edebiyat dünyasından da Johann Wolfgang von GoetheJohann GottfriedHerder ve Gothaile Weimar düklerinin de ilgisini çekti. 1777 yılında Karl Theodor Bavyera'nın yöneticisi oldu. Theodor aydınlanmacı mutlakiyet taraftarıydı ve döneminde İlluminati dahil bütün gizli toplulukları yasakladı. Baveryan hükümeti tarafından 1785'te yayınlanan bildiri grubun dağılmasına neden oldu. Weishaupt kaçtı. Topluluğun yazışmaları, doküman ve belgeleri toplatılıp daha sonra hükümet tarafından yayınlandı.

Komplo teorileri

«Baveryanİlluminati» Mark Dice, David Icke, TexeMarrs, RyanBurke, Jüri Lina ve Morgan Gricar gibi yazarlarında belirttiğine göre halen faal olan bir örgüttür. Pek çok teori dünyadaki birçok siyasi, askeri ve ekonomik olayın sorumlusunu gizli bir örgüt olan İlluminati olarak gösterir. Komplo teorisyenlerine göre birçok ABD Başkanı, bu örgüte doğrudan veya dolaylı olarak hizmet etmektedir. Ayrıca birçok tanınmış çocuk çizgi filmlerinde bilinçaltı mesajlarıyla beyin yıkama gerçekleştirildiği iddia edilmektedir.

MyronFagan'a göre Waterloo SavaşıFransız İhtilaliJohn F. Kennedy suikasti bu örgütün işidir.

1797 ile 1798 yılları arasında yayınlanan AugustinBarruel'in MemoirsIllustratingtheHistory of Jacobinism ve John Robison'un Proofs of a Conspiracy kitaplarında illuminatinin ayakta kaldığı ve Fransız İhtilali'nin mimarı olduğu gibi uluslararası komplo teorileri ortaya atıldı.

Popüler kültüre yansımaları

Günümüzde İlluminati ile ilişkilendirilen pek çok sembolün Hollywood sinemasında ve Amerikan müzik endüstrisinde kullanıldığı düşünülmektedir. StanleyKubrick'in EyesWideShut adlı filmi, bugüne kadar yapılmış en kapsamlı İlluminati deşifresi olarak kabul edilir. Filmde sadece örgütün ritüellerine ve semiyolojisine hakim insanların anlayabileceği pek çok göndermenin olduğu bilinmektedir.

Popüler müzikte ise Lady GagaRihannaKaty PerryJay Z ve Kanye West gibi şarkıcılar kliplerinde İlluminati sembollerini kullanmıştır. En sık kullanılan semboller piramittek göz, üçgen ve güneştir.

İlluminatinin Doğuşu ve Örgütün Günümüze Kadar Gelişi Hakkındaki Gerçekler

 

Öncelikle illuminatinin 1776 yılında kurulmuş bir topluluk olduğunu belirtelim. Aydınlanma Çağı döneminde kurulmuş olan bu topluluk, dinin sosyal hayat üzerindeki etkisine, iktidarın kötü amaçlar için kullanılmasına, batıl inanışlara ve ön yargılı düşüncelere karşı bir tepki niteliği taşımaktadır. Zaman içinde topluluğa katılan isimler, yaşanan gelişmelerle birlikte topluluk değişime uğramış, başlangıçtaki amacı dışına çıkmaya başlamıştır.

Çünkü modern illuminati, zihin kontrolü teknikleri kullanarak, devletleri yıkmayı, dini yok etmeyi, sosyal düzeni bozmayı ve benzeri amaçları güdüleyen bir topluluk olarak gösterilmektedir. Ama yukarıda da söylediğim gibi illuminatinin varlığına inanan milyonlarca insan olsa da böyle bir oluşumun olduğu hala kanıtlanamamıştır. Her neyse, konuyu dağıtmadan illuminatinin doğuşundan bahsetmeye devam edelim.

 

Evet, 1 Mayıs 1776’da Adam Weishaupt tarafından kurulan topluluğun masonluğu model aldığı söylenmektedir. Adam Weishaupt topluluğun adını mükemmelleştiriciler olarak belirlemek istemiş, ancak örgüt Baveryan Iluminati olarak anılmıştır. İlk başta kurucusuyla birlikte toplamda 5 üyesi olan topluluk, Avrupa’da hızla yayılmış ve 10 yıl içerisinde kendisine 2000’e yakın üye edinmiştir.

Tıpkı masonluk gibi bu örgütte de gizlilik esas alınmış, üstlerin sözlerine itaat edileceğine dair yeminler edilmiştir. Ancak 1977 yılında yönetici grubun yöneticisi olan Karl Theodor Bavyera, İlluminati dahil olmak üzere bütün gizli toplulukları yasaklamıştır. Ve Baveryan hükümetinin 1785 yılında yayınladığı bildiri, grubun tamamen dağılmasına yol açmış. KurucuAdam Weishaupt ile birlikte diğer öncüler kaçmış ve gruba dair bütün belgeler toplatılıp yayınlanmıştır.

Ancak aralarında ünlü yazarların da bulunduğu pek çok kişinin savına göre grup hala varlığını sürdürmektedir. İlluminatinin varlığını savunanlar arasında Mark Dice, Jüri Lina, Morgan Gricar gibi isimler bulunmaktadır. Hatta bazı komplo teorilerinde Amerika’nın başkanlarının da bulunduğu pek çok ünlü ismin gruba üye olduğu belirtilmektedir. Doğrudan ya da dolaylı olarak illuminatiye hizmet eden kişiler arasında dünyaca ünlü müzisyenler de bulunmaktadır. Hatta Fransız İhtilali, John F. Kennedy suikasti gibi önemli olayların arkasında da bu yapılanmanın olduğu öne sürülmektedir.

İlluminati Örgütünün Amaçları Nelerdir?

 

İlluminatinin amacı dini inanışları ortadan kaldırmak, sosyal düzeni bozmak, hükümetleri ortadan kaldırmak ve yeni bir dünya düzeni kurmaktır. Yani örgütün böyle amaçlara hizmet ettiğine inanılmaktadır. Çeşitli komplo teorilerine göre örgüt 10 kişi tarafından yönetilmekte ve bu 10 kişi örgütün yanı sıra dünyayı da yönetmektedir.

Zihin kontrol tekniklerini kullanan ve subliminal mesajlar konusunda ustalıkla hareket ettiği ileri sürülen örgütün, dünyayı kendi kuralları doğrultusunda yönetebilmek için yavaş ama istikrarlı adımlar attığı söylenmektedir. Backmasking ve 25. kare yöntemlerini de ustalıkla kullanan örgüt, deyim yerindeyse karda yürüyüp izini belli etmemektedir.

İlluminati hakkında öne sürülen düşüncelerden bir diğeri de örgütün şeytana tapmasıdır. Zaten illuminatinin sembollerinden bir tanesi, aynı zamanda tapınak şövalyelerinin kullandığı şeytani semboldür. Ama Baphomet’in anlamı din ve inanışlara göre farklılık göstermektedir.

Mesela; Paganlar için Baphomet, Yunan mitolojisinde tanrı olan Pan niteliğindedir. Mason ve onların uzantısı olarak düşünülen diğer gizli örgütlerde ise Baphomet, dünyanın yaratıcısı olan keçi başlı tanrıdır. İşte bu alnında pentagram yıldızı olan keçi başlı figür illuminatinin simgelerinden biri olarak gösterilmektedir.

 

 

Masonluk

 

Masonluğun gönye ve pergelin ortasında yer alan G harfinden oluşan geleneksel amblemi

Masonluk, kardeşlik duygusuna dayalı, federal bir yapıya sahip, inisiyatif, hayırseversembolikfelsefi, seçici, hiyerarşik, uluslararası, hümanist ve kurucu bir kurumdur. Gerçeğin araştırılması, insan davranışının, bilimlerin ve sanatın felsefi çalışılması ve insanın sosyal ve ahlaki gelişmesinin teşvik edilmesi, onu kişisel gelişimine yönlendirmesi gibi objektif bir şekilde varlığını onaylar niteliktedir. Toplumsal ilerlemeye götürür ve onun öğretilerini masonluğun veya daha doğrusu Yapının Gerçek Sanatı'ndan, yani Orta Çağ katedrallerinin yapıcılarından alınan semboller ve geleneksel alegorilerle örnekler.

Mason kelimesi, İngilizcedeki freemasonkelimesinden türemiştir ve "hür duvar işçisi" demektir. Masonluk, çeşitli biçimlerde mevcut olup üyelerinin tek manevi ve metafizik idealleri paylaşması ile karakterize olur. Bunlardan ilki "Yüce Varlık"a olan inançtır. Masonlar, bu varlığın adlandırılmasında Evrenin Ulu Mimarı ifadesini kullanırlar.

Kökleri her ne kadar 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarına kadar dayanıyor olsa da, 24 Haziran 1717 tarihinde Londra'da bir araya gelen dört locanın girişimiyle Londra Büyük Locası kurulmuştur. Masonlara göre masonluk akılcılık, bilimsellik ve insanlığın oluşumundan bu yana ortaya çıkarak, insanlığın gelişimine ve bilgi birikimlerine katkıda bulunmuş bir kültür ve fikir üst yapı kurumudur. Ezoterik ve sadece üyelerine açık olan örgüttür. Dünyanın birçok ülkesinde 5 milyon üyesi ile değişik biçimlerde mevcuttur. Sadece İngiltere, İskoçya ve İrlanda'da 480.000; Amerika Birleşik Devletleri'nde ise 2 milyonu aşkın üyesi bulunmaktadır. Çeşitli ülkelerdeki mason örgütleri ortak amaç ve ülküde birleşme bakımından evrensel, kendi yurtlarındaki yönetsel kuruluşlarında ise tümüyle bağımsız ve ulusal birer kurumdurlar.

Tarihi

Masonluğun ilk dönemlerdeki gelişimi biraz tartışmalı bir konudur ve tahminlere dayanmaktadır. İskoçya'da ilk Mason localarının 16. yüzyıl başlarında var olduğunu söyleyebilmek için kanıtlar bulunmaktadır. Bununla birlikte İngiltere'de 17. yüzyılın ortalarında var olduklarına dair kesin kaynaklar mevcuttur.  MasonikElyazmasıisimli şiir yaklaşık 1390 yılına tarihlenmiştir ve en eski masonik belge olarak bilinmektedir.

İlk Büyük Loca (Grand Lodge of England), Londra'nın daha önceden faal olan dört locası, akşam yemeği için bir araya geldikleri 24 Haziran 1717 tarihinde kurulmuştu. Bu yapı, çoğu İngiliz localarının katıldığı bir düzenleyici organa dönüştü. Ancak birkaç loca, yeni yapının bazı modernleştirmeleri tasvip etmesi ve Üçüncü Derece'nin oluşturulması gibi bazı kararlar almasına gücenerek 17 Temmuz 1717 tarihinde "İngiltere'nin Kadim Büyük Locası (Antient Grand Lodge of England-GLE)" isimli rakip büyük locayı kurdular. İki rakip Büyük Loca, 25 Kasım 1813 tarihinde "İngiltere'nin Birleşik Büyük Locası (United Grand Lodge of England, UGLE)" adı altında birleşinceye kadar "Modernler" (GLE) ve "Gelenekçiler (Atiens-Ancients)" diye anılan iki loca üstünlük için birbirlerine hasım oldular.

 

GLE'yi kuran Londra Locası'nın merkezi.

İrlanda ve İskoçya'nın Büyük Locası 1725 ve 1736 yıllarında peş peşe kuruldu. Masonluk 1730'lu yıllarda Gelenekçiler ve Modernlertarafından Kuzey Amerika'daki İngiliz kolonilerine ihraç edildi. Ayrıca, İrlanda ve İskoçya Büyük Locaları pek çok bölgesel büyük localar altında organize olan kardeş localar kurdu. Amerikan Devrimi'nden sonra eyaletlerde bağımsız ABD Büyük Locaları oluştu.

Felsefe

   Masonlar arasında ortak bir felsefi tutum ve insanlık ülküsünden söz etmek mümkündür. Masonlara göre masonluk, bütün insanlar için ortak koşulan insanlık ülküsü noktasında insanlar arasında sevgi, saygı, tolerans, hak eşitliği, evrensel kardeşlik ve bilimsel gelişmenin gerekliliğini kabul eder. Yine masonlara göre masonluk, "Bütün insanlar arasında, sevgi, hoşgörü ve kardeşliğin kurulmasını hedefleyen ve çalışmalarını hakikatin araştırılması yolunda yoğunlaştırmış bir fikir üst yapı kurumudur."

Masonlara göre, bir masonun amacı her bakımdan gelişmiş, ideal bir insan olmaktır. Bu doğrultuda masonik felsefe, daha iyi bir birey olmaya odaklanmıştır. Öyle ki masonlukta, kötü bir bireyi iyi bir birey haline getirme uğraşı söz konusu değildir. Nitekim masonlara göre, masonluk bir tekâmül sürecidir. Masonlar kendi aralarında kardeşliklerini ve bağlılıklarını dile getirmek amaçlı, birbirlerine karşı birader ya da kardeş olarak hitap ederler. Bununla beraber yine kendi aralarında mesaj niteliği taşıyan birtakım mottolar da kullanırlar. Bu mottolardan biri olan: "Audi, vide, tace" yani "Dinle, Gör ve Ketum Ol" anlamına gelen Latince motto, masonların genel yaşam biçimlerini şekillendiren tavrı özetlemektedir. Masonlar arasında; dinlemek, görmek yolunda bir adım olarak kabul edilmekte ve bu eylem neticesinde kişi yaşam üzerine düşünüp gerçeği kendi içinde aramaya başlamasının gerekliliği vurgulanmaktadır. Masonlar arasında sık kullanılan bir diğer motto olan V.i.t.r.i.o.l.'de ise yine aynı şekilde insanın içine bâtın bir yolculuğa çıkıp, kendi ve evren üzerine derin bir düşünceye sevk edilmesi gerektiği anlatılmaktadır. Masonlar benzer bir düşünce sevkini, aralarına yeni katılan adayı sadece bir mumun yandığı ve bir kitap ile kuru kafanın bulunduğu karanlık bir odada ölüm ve yaşam üzerine düşündürmek amacıyla yalnız bıraktıkları mason adayına karşı gerçekleştirirler.

Masonlukta genel olarak tanrıya Evrenin Ulu Mimarı denmesi, evrenin sistematik ve nizami bir şekilde ilerlediğini belirtmeyi amaçlar. Ancak SkoçRiti masonlarının aksine Fransız Riti'nden olan Özgür Masonlar bir tanrı arayışını ve dogmatik gördükleri birtakım görüşleri kabul etmez ve sadece bilimselliğin ışığında yaşadıklarını ifade ederler. Masonlar aralarında sıkça kullandıkları ışık sözcüğü ise farkındalığa vesile olan aydınlığın asıl kaynağı olarak ele alınır. Sonuç olarak masonlar, masonluğu dogmatiklikten uzak, akıl ve bilimin öncülüğünde belli erdem değerleri ile ideal insana giden tekâmül yolu ve de yetkinleşme sanatı olarak tanımlamaktadırlar. 

Operatif Masonluk

   Masonluk, Ortaçağ'daki ve Rönesans'taki zanaat örgütünün değişik bir biçimde devamı olarak ortaya çıkmaktadır. Operatif masonluk, duvarcılık mesleğini beden çalışmasıyla ve elle yapılan zanaatkarların kurmuş olduğu meslek birliklerinden ortaya çıkmıştır. Ortaçağ'da katedral ve kiliseleri inşa eden duvar ustalarına mason diye hitap edilmiştir. Bu zanaatkarların mesleki sırları saklamaları için aralarında kullandıkları sembolik anlamlar taşıyan kelimeler ve rumuzlar olmuştur. Aynı zamanda Tanrı'nın evini inşa ettikleri için halk ve din görevlileri arasında masonlar yani duvar işçileri kutsal olarak kabul edilmişlerdir. Operatif masonlar toplandıkları loncalarda çalışmalar yapıyorlardı. Aralarında Çırak, Kalfa ve Usta olarak belirlenmiş, becerilerine ve bilgi birikimlerine göre şekillenen bir derece sistemi mevcut olmuştur.

Şövalye Kökeni 

   Masonluğun kökleri ile ilgili bir başka çokça tartışılan ve öne sürülen konu ise, Masonların, şövalye kökenli bir topluluk olması ile alakalıdır. Tapınak Şövalyeleri'ne 1307 yılında Vatikan ve Fransa başta olmak üzere çoğu Avrupa krallığı tarafından açılan açık savaşın ardından 1314 yılında İskoçya'nın İngiltere'ye karşı kazandığı Bannockburn zaferinde Tapınak Şövalyeleri'nin kendi kıyafet ve kılıçları ile İskoç kralı Robert Bruce'un yanında savaştıkları, tüm tarih kitaplarında yerini almış bir gerçektir. Rosslyn Şapeli başta olmak üzere Tapınak Şövalyeleri tarafından yapıldığı bugün net olarak bilinen nice kilise ve kale de, bahsekonu şövalyelerin bu dönemlerde Britanya'daki varlıklarını açıkça göstermektedir.

Yoğunlukla, Avrupa ve ABD'de çalışmalarını sürdüren çok sayıda Masonikrit ise Şövalye Masonluğu denen bir janrı kabul etmişler ve çalışmalarını Masonluğun şövalye kökenleri üzerine sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Şövalye Masonluğu doğrultusunda çalışmayan ritlerin bile hemen hemen tamamı şövalyeliğe mutlaka bir atıf yaparlar. Örneğin, Türkiye'de de uygulanan, dünyanın en yaygın ritiSkoçRiti'nin yüksek derecelerinin çoğunluğu şövalyelik üzerinedir ve şövalye isimleri taşır. İkinci en yaygın rit olan ve özellikle ABD'de yoğun olarak izlenen York Riti'nin en yüksek derecesinin adı Tapınak Şövalyesi'dir.

Masonların kullandıkları pek çok sembolün şövalyelerden gelmiş olması bir sır değildir. Örneğin, Masonların bazı törenlerinde kullandıkları kılıçlar, gerek şekilleri gerek anlamlarıyla bu geleneği yansıtmakta olan şövalye kılıçlarıdır.

Masonluğun köklerini şövalyelere dayandıran görüşlere göre, kimlikleri ortaya çıkan Tapınakçılar, kendilerine -daha önce kıta Avrupasında olduğu gibi- yönelebilecek saldırılardan korunmak için, duvarcı loncaları kimliğine bürünmüş, sembollerini ve çalışmalarını eski duvarcıların sembolleri ile birleştirmiş ve eski sembollerine bu yönlü anlamlar da yüklemiş, duvarcı kimliği ile kendilerini tanıtmışlar, fakat çalışmalarını ve esas yüzlerini her zaman, hatta sonradan aralarına kabul edilen ve henüz belli bir dereceye gelmemiş olan üyelerinden bile gizli tutmuşlardır. Belki bu yüzdendir ki, günümüzde halen izlenilmeye devam edilen Masonikritlerde de şövalyeliği esas alan dereceler hep yukarılarda yer alır.

Masonluğun kökenleri ile ilgili konular bugün Masonların dahi kesin olarak görüş birliğine varabildikleri bir konu değildir. Farklı obediyans ve ritler, farklı görüşleri öne sürerler. Bugünkünden çok daha gizli olan geçmişlerinde herhangi bir yazılı kayıt tutulmamış olması bunun en önemli sebebidir. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın da dahil olduğu dünya Masonluğu da, Özgür Masonlar Büyük Locası'nın dahil olduğu obediyanslar da, ritüellerinde Masonluğun köklerini Operatif Masonlara dayandırır, ilk 3 derece ritüellerinde -şövalye yaşam tarzı denebilecek bir anlayışa atıfları saymazsak- şövalyelikten, ismen, bahis açmazlar. Şövalyelik kökleri ile ilgili konular yüksek derecelerde işlenilir.

İlk Büyük Loca'nın Kuruluşu

 

İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın amblemi

24 Haziran 1717'de İngiltere'de 4 Loca bir araya gelerek, ilk Büyük Loca'yı, İngiltere Büyük Locası'nı kurdular. Kısa zaman içinde İngiltere'deki diğer Locaların da katılması ile genişlemiş ve 1723 yılında Büyük Loca, geleneksel ve kadim yasalarını derleme görevini Protestan bir Rahip olan James Anderson'a vererek ilk yazılı anayasasını oluşturdu ve Masonluğun, ara vermeden sürdürülecek olan, yazılı tarihi ve ilk yazılı yasaları böylece resmen başlamış oldu. Anderson Anayasası (veya Anderson Yasaları veya Nizamnamesi) adı verilen bu kuralların ana hatlarına, bugün halen dünya düzenli Masonluğunca riayet edilmektedir. Her ne kadar Anderson Anayasası kısa süreli bir anlaşmazlığa yol açmış ve York Locası'nın önderliğinde bir grup İngiltere Büyük Locası'ndan ayrılarak ayrı bir Büyük Loca kurmuş olsa da, ancak 1813 yılında bu iki Büyük Loca tekrar bir araya gelerek, bugün varlığını halen sürdüren ve düzenli Masonluğun ilk Büyük Locası olarak kabul edilen İngiltere Birleşik Büyük Locası'nı oluşturmuşlardır. Geleneksel olarak, günümüzde de sürdürüldüğü şekliyle, İngiltere Birleşik Büyük Locası Büyük Üstatları kraliyet ailesi ile soylu dük veya lordlar arasından seçilir.

 

En üstünde Masonik simge bulunan, 1793'te Fransa'da yayımlanan İnsan Hakları Beyannamesi

Geleneksel dünya düzenli Masonluğu Büyük Locaları, Çırak, Kalfa ve Üstat olmak üzere Masonluğun üç remzi derecesinde çalışırlar. Üstat derecesi, Masonluğun en üst derecesi olarak kabul görür ve localarda Üstat derecesinin üzerinde herhangi bir derece ne konuşulur ne de bulunur.

Genel olarak 33 dereceli bir sistemin çeşitli tarikat ve cemiyetlere bağlı kimseleri aynı localarda çalıştırmak amacı ile EliasAshmole'nin düşündüğü kabul edilir. Ashmole, bu sistem içinde, insan düşüncesinin çeşitli dereceleriyle ilgili bilgileri bir gelişim içinde anlatmak, uygulamak amacını gütmüştür. Fakat 33 dereceli sistemi Ashmole'den önce Fransız Masonlarının düşündüğü ve Dante'nin, düşüncelerinden yararlanarak hazırladığı da Jean Palou gibi bazı masonluk tarihini inceleyenler tarafından ileri sürülmektedir. Derecenin bulucusu kim olursa olsun, gerçek olan bugün için 33 derecenin geniş ölçüde kabul edilmiş olması ve belirli görüşleri ve öğretilere işaret etmesidir. Yalnız Ashmole'nin önerdiği 33 derecenin gruplandırılması ile şimdiki gruplandırma arasında fark vardır. Ashmole, 33 dereceyi dört gruba ayırmıştır. Birinci grup 1-3. dereceleri içerir. Operatif Masonluğun çırak-kalfa-usta derecelerine gelmektedir, ikinci grup, 15 dereceli olacaktır ve geçmişe ait bütün ananeler parça parça açıklanacaktır. Esası Rose-Croixlardan alınmıştır. Üçüncü grup 13 derecelidir ve Templier Şövalyelerinin geleneklerini yansıtmaktadır. Sonuncusu dördüncü grup, Simyagerlerden alınmıştır ve bütün derecelerin sentezini belirtmektedir. Ashmole'nin bu ayrımına karşılık, şimdiki 33 derece 7 kısma ayrılmaktadır.

Türkiye'deki Mason Localarının da kabul ettiği İskoç Ritüeline göre masonluk 33 derece üzerine düzenlenmiş bulunmaktadır. Her derece belirli bir öğretinin temelini oluşturmaktadır ve kendine özgü sembolleri, kutsal kelimeleri, ritüeli ve ikaf töreni vardır.

Masonlukta 33 derece her zaman kabul edilmiş değildir. Eski Operatif masonlar, yalnız çıraklık ve kalfalık arkadaşlık sınıflarını kabul etmişlerdir. Ustalık ise bir derece olmayıp, yalnızca bir yöneticiliktir. Bu yöneticilik, likayat ve ehliyet esaslarına dayanmıştır. Masonluğun fikri çalışmalar durumunu almasından, Londra Büyük Mahfilinin kuruluşundan sonra da, iki derece kabul edilmiştir. Buna karşılık Ramsayın reformcu davranışları ve mükemmel üstatlar mahfili kurmak isteği, dördüncü dereceyi ortaya çıkartmıştır. Bu arada, masonluğun yalnız Hristiyanlık etkisinde kalmadığını göstermek için, o çağda (XVII. yy.) var olan bütün dini ve fikri temayülleri masonluk içinde temsil ettirme endişesi, birdenbire dereceleri 91'e kadar çıkartmıştır. 1758 yılında, II.Frederick (1712-1786), 33'lüler Süprem Konseyi kurmayı ve İskoç ritinin muntazam bir dereceler sistemine kavuşmasını istedi. Sonunda, 1800 yılında, ilk defa bir 33'ler konseyi Charleston'da kuruldu. Bu konseyden yetki alan masonlar, 1804 yılında Fransa'da, 1805'te italya'da, 1813 yılında Kuzey Amerika'da, 1817'de Belçika'da, 1824'te de İrlanda'da, 1829'de İskoçya'da ve 1861'de Türkiye'de, 33'ler konseyi kurmuş ve 33 derece hemen hemen ortak bir derece sistemi olmuştur. Buna rağmen günümüzde, yalnız dört dereceyi uygulayan bazı Alman Ritleri vardır.

Farklı bir dernek hüviyeti altında ve farklı bir yerde toplantılarını gerçekleştiren, 3. derecesinin üzerindeki dereceler için rit adı verilen Masonik yollar ve öğretiler izlenir. Bu ritlere katılmak veya katılmamak Üstat derecesine sahip Masonların kendi isteklerine kalmış bir seçimdir, zorunlu veya yapılması gereken bir yükümlülük değildir. Bu derecelerin çalışmaları, Masonluğun ilk üç derecesinde verilen öğretilerin gizlerine ve sırlarına daha vakıf olabilmek için yapılan araştırmaların yanı sıra yüksek felsefi ve spiritüel çalışmaları da içinde barındırır.

 

"Ateş Evi" olarak bilinen bir Mason tapınağı. Genellikle Skoçritidüşüncesine sahip Masonlar için hizmet vermektedir.(Washington, D.C.ABD, 12 Ocak 2009)

Türkiye'de de takip edilen 33 dereceli SkoçRitidünya üzerinde en fazla üyeye sahip olan ve bu yönüyle en fazla tercih edilen felsefi dereceler ritidir. Onu, özellikle ABD'de geniş bir kesimce benimsenen York Riti takip etmektedir.

Dünya üzerinde var olan çeşitli ritler içerisinde 99 dereceli Memfis-MisraimRiti gibi yoğun bir çalışma gerçekleştirenleri var olduğu gibi, tek dereceden oluşan bazı ritler de vardır.

Herhangi bir ritte, dördüncü derece ve yukarısına devam edebilmek için Büyük Loca'ya bağlı olarak çalışan düzenli bir Locada Üstat derecesine sahip olmuş olmanın yanı sıra, bu ana Loca ile ilişkilerinin herhangi bir dönemde düzensiz olmaması ve yükümlülüklerinin aksatılmadan yerine getirilmesi gerekir. Kendi Locasında düzensiz ilan edilen bir üyenin, yüksek derecelerdeki üyeliği de otomatik olarak düşer. Ayrıca bu localarda sadece erkekler ve akraba olmayanlar bulunmaktadır.

Masonluktaki dereceler

SantaCruz de TenerifeMasonik Tapınağıİspanya'da Franco diktatörlüğü döneminde hayatta kalan birkaç mason tapınağından biriydi.

1. Derece: Çırak
2. Derece: Kalfa
3. Derece: Usta
4. Derece: Ketum Üstat
5. Derece: Mükemmel Üstat
6. Derece: Sır Kâtibi
7. Derece: Nazır
8. Derece: Bina Emiri
9. Derece: Dokuzlar’ın Seçilmiş Üstadı
10. Derece: Onbeşler’in Seçilmiş Üstadı
11. Derece: Yüce Seçilmiş Şövalye
12. Derece: Üstat Mimar
13. Derece: Solomon Krallığı’nın Şövalyesi
14. Derece: Yüce Üstat (Kutsal Kubbe Büyük Seçilmişi)
15. Derece: Doğu Şövalyesi (Kılıç Şövalyesi)
16. Derece: Kudüs Prensi
17. Derece: Doğu ve Batı Şövalyesi
18. Derece: Salipverdi Şövalyesi (Güllü Haç Şövalyesi)
19. Derece: Büyük Pontif (Yüce İskoçyalı)
20. Derece: Düzenli Locaların Büyük Saygıdeğer Üstadı
21. Derece: Prusya Şövalyesi
22. Derece: Lübnan Prensi (Krali Balta Şövalyesi)
23. Derece: Sır Sandığı Başkanı
24. Derece: Sır Sandığı Prensi
25. Derece: Tunç Yılan Baş Şövalyesi
26. Derece: İskoçyalı Papaz (İnayet Prensi)
27. Derece: Kudüs Tapınağı’nın Hakim Amiri
28. Derece: Güneş Şövalyesi
29. Derece: Saint Andre Büyük İskoçyalısı
30. Derece: Seçilmiş Büyük Kadoş Şövalyesi
31. Derece: Büyük Müfettiş Kumandan
32. Derece: Kutsal Sır Yüce Prensi
33. Derece: Büyük Genel Müfettiş

 

 

bottom of page